Dec 24, 2011

Cennet kadar hafifletici bir film: "Paradise Kiss"





Sizi bilmem ama benim Japonya deyince aklıma birkaç şey gelir. Birincisi çocukken bir türlü söylemeyi beceremediğim otomobil firması Mişumişi (Mitsubishi:), ikincisi Terry'den yediği kazıklarla uslanmayan Candy, bir diğeri çorabından kalemine her şeyiyle beni esir alan Hello Kitty, diğeri ise Studio Ghibli adındaki oluşumla gençliğimin mimarı üstad Hayao Miyazaki. Uzun süredir uzak kalmayı başardığım bu badem gözlü - masum yüzlü ırk, geçenlerde Minoz kızkardeşlerimden birinin tavsiye ettiği
bir film üzerine beni can evimden vurmayı başardı.




Yukira'yı canlandıran Keiko Kigatawa


Bilseniz animeleri izlemeyi, mangaları okumayı öyle çok istedim ki bir zamanlar. Ama Tutunamayanlar gibi bir kitabı bile ancak iki sene önce okumayı başarabilmiş bu bünye tüm bunlara kayıtsız kalmakta direnmese olmazdı. Neyse ki 2011 yapımı Paradise Kiss'e bu kadar gecikmediğim için çok sevinçliyim. Öyleyse lafı daha fazla uzatmadan size filmden izlenimlerimi aktarmak istiyorum :)



Paradise Kiss anime




Hiç, bir şeyleri izledikten ya da okuduktan sonra hobi edinmeyi ya da bir kursa, bir uğraşa gönül vermeyi düşündünüz mü? Efendim mesela benim hiçbir özel yeteneğim yoktur; ama bu filmi izledikten sonra bir şeyler yaratmayı istedim. Bir kıyafet, bir yorgan, bir yastık.. Aklınıza her ne gelirse. O özel insanlardan olmayı gerçekten çok istedim. Tabii tüm bunlar için ilham denen şeyin de olması gerek hepimizde. İlhamın filmdeki ismi "Yukari". Onu düşünerek harikalar yaratmayı başaran ise "George" adındaki gizemli bir beyefendi.



filmin duygu yüklü bir sahnesi


Öncelikle filmde yansıtılan atölye fikrine ve filmin başında Yukari'nin atölyeyi tarifine bayıldım! Bu Japonlar kesinlikle modayı çok farklı bir şekilde algılıyorlar; o görüntü de beni cezbetti. Öyle ya filmin büyük bir kısmında uçuk kaçık renkte kumaşlar, gösterişli elbiseler, göz alıcı aksesuarlar göreceksiniz uyarayım. Özellikle Yaza Lisesi nasıl bir okuldur öyle!? Gerçekten farklı bir kafa gerekiyor güzel sanatların mimarı olabilmek için.




işte o "atölye"!


"Şimdi asıl konuya gel kim bu George ve Yukari" derseniz; kanımca ikisi de ırkının nadide bir örneği. Özellikle George'u canlandıran Osamu Mukai, animeden fırlamış gibi. Uzun boyu, bebeksi yüzü ve o harika kıyafetleriyle beni benden aldı. Yukari'miz Keiko Kitagawa ise sanırım gerçek hayatta da bir model. Şahsen ben de yolda görsem "işte bu benim" ilham kaynağım derdim rahatlıkla.




Nırınırııım! Karşınızda benim ilham kaynağım olmaya aday: Osamu!


Çok farklı bir güzellikleri var bu ikilinin, öyle böyle değil. Sonra filmde ufak ufak diğer karakterlere de değiniyor yönetmen. Ben Isabella'nın hikayesinden çok etkilendim. Beni annesiyle iletişimi kopma noktasına gelen Yukari'dense küçücükken giydiği o elbiseyle hayatını değiştiren Isabella daha çok etkiledi. Sonra hayatları yine Yukari sayesinde kesişen üç samimi arkadaşın enteresan bir olay örgüsü de var. Aaaa onu da filmde görün artık bahsetmeyeceğim :)



Isabella ve diğerleri George'un ilhamını incelerken :)


Film izlettiriyor. Hikayesi çok klişe olmasına rağmen ve nasıl biteceğine daha başından eminken izliyorsunuz sonuna kadar. Ama itiraf ediyorum son konusunda kısa bir süre de olsa bayağı umutsuzluğa kapıldım :P Filmin bir de müzikleri var ki, asla onlara değinmeden olmaz. Yui'yi bu filmle keşfettim ve bırakmayı düşünmüyorum. Aşağıdaki trailerımsı videoda duyacağınız "Hello" isimli parça gerçekten hoş. Sonra finalde de bir parçası var "You" isminde. İşte tüm bunlar bir araya gelince size cennetin kapılarını açılmıyor elbette ama birkaç ayrıntıyla adeta oradaymışsınız gibi hissediyorsunuz. Ben Paradise Kiss'i izleyen şanslı kitleden görüyorum kendimi. Umarım siz de izler ve izlettirirsiniz.

Bir sonraki yazıda görüşmek dileğiyle :)




3 yorum:

besra said...

Filmin çekileceği zamandan beri bekliyordum ama nedense izleyememiştim sonunda fırsatı buldum vede izledim :) çok güzeldi kendime çok kızıyorum neden izlemek için bu kadar bekledim :( oyuncuları hikayesiyle hiç sıkılmadan izlediğim insanda hoş bir iz bırakan sıcakmı sıcak güzel bir filimdi esas oğlan yuki..yukinin ilk aşkı isabella vede diğer oyuncular benim çok hoşuma gitti iyiki izlemişim Paradise Kiss'i Dicim ellerine sağlık çok güzel bir yazı olmuş :))

chihiro said...

Isabelle ve o elbisesi ah! Çok dokunaklı bence o sahne :( Böyle filmlere hep açığım Besram haberin olunca mutlaka bana da pasla emi :) Senin de ellerine sağlık çok teşekkür ederim :)

besra said...

Dicim bende çok seviyorum böyle filimleri Japon modası hakkında bilgi sahibide olduk isabella'da tam bir kadın zerafeti vardı kerekteri çok sevdim :) yeni yazılar bekliyorum efenimmm :))