En Şaşırtıcı: "Coffee Prince"
Çok samimi ve harika olmasının yanında benim aşırı şaşırtıcı bulduğum bir diziydi. Bir noktadan sonra filmlerin daha cesaretle konu ettiği olayları rahatça izleyiciye sunmaları beni oldukça şaşırtmıştı. Coffee Prince yalnızca birkaç sahnesiyle tabuları yıkmıştır. Öpüşmeyi bile 12 bölüm bekleyen bir milletin eşcinsel ilişki gibi hassas bir konuya bu denli rahat bakması yalnızca beni değil izleyen herkesi şaşırtmıştır eminim. Çünkü bir bölümde tamamen ciddi bir şekilde Han Kyung’un Eun Chan’a kalbini açtığını görüyoruz. Bu olay o ana dek benim Kore dizilerinde görmediğim birkaç şeyden biriydi. Şaşırmıştık efendim.
En Sıkıcı: "Playful Kiss"
Öncelikle Hyun Joong severlerden af diliyorum. Maalesef acı bir gerçeği paylaşmak zorundayım. Hyun Joong kesinlikle bir dizinin başrolü olmamalı. Hayır o şirinlik abidesi kızımız Oh Ha Ni’yi de harcadı gitti soğuk halleriyle. Boys Over Flowers’taki yan karakteri Ji Hoo onun üzerine cuk oturmuş gibiydi. Çok samimi ve içten olduğu bir başrolü kotarabilirse oynasın elbette. Ama Playful Kiss’in senaryosu da çok klişeydi. Sanki KHJ için hayranlarını oyalamak için yapılmış bir projeydi. Nihayetinde benim uçakta zaman geçsin diye başladığım sonra aylar sonra devamını getirebildiğim bir dizi oldu.
En Şeker: "Flower Boy Ramyun Shop"
Bizim ruh bekçimiz her zaman şekerdi ama bu dizi adeta şekerlik gibiydi. Boys Over Flowers’tan sonra her dizideki erkeklere bir F4 yakıştırması yapılır ya yine gelenek bozulmadı. Il Woo’dan Ki Woo’ya bu dizide herkes çiçek çocuk olmuştu. Dizi boyunca ağzınızın sulandığını belirtmeden geçemeyeceğim. Sevgiyle pişirilen ramenler, özellikle dizinin finalinde verilen ramen tarifi harikaydı. Çok sıradışı bir şekerliği vardı bu dizinin. Beklenmedik bir anda güldürüyor bazen azıcık da olsa ağlatıyordu. Çılgınlık doz aşımı yer yer görülse de genelinde hoış bir diziydi. Çılgınlık derken en somut örneğiyle elinde tuvalet pompası nedime kıyafetiyle koşan bir kız hayal edin. İşte tam öyle bir doz aşımı görülüyordu. Ayrıca başroldeki hanım kızımızın feci halde 2NE1 Dara’yı andırdığını bir fırsat geldiğinde söylemek istiyordum, bugüne kısmetmiş.
En Sürükleyici: "Wild Romance"
Taze bitirdiğim bir dizi olması nedeniyle rahatlıkla söyleyebilirim ki evet, sürüklendim! İlk 5 bölüm Dong Wook ve Si Young’un tatlı atışmaları içinde geçmişti. Özellikle bazı sahnelerde anırarak güldüğümü belirtmek isterim :D Ancak bir süre sonra dizi gerilime dönüşüyor. Bir ara “bu mektuplar ne ben ne izliyorum bu yarım bıraktığım Fringe mi yoksa Black Swan’u mu açmışım” falan diye sayıkladım resmen. Wild Romance maksimum iki günde bitecek bir dizi. İzlerken psiko-gerilimin dibine vuracağınıza eminim. Anti SNSD’ciler için de özel bir not bırakıyorum. Evet, Jessica’nın rol yapamamasıyla mutlu olabilirsiniz, vallahi ben oldum :P
En Klişe Yıkıcı: "My Name Is Kim Sam Soon"
Benim için -ilk dizilerimden biri olması nedeniyle- Kim Sam Soon’un yeri çok ayrıdır. Tabii ki spoiler vermeyeceğim. Ama dizinin sonuna çok şaşırdığımı ve lanet okuduğumu belirtmeden de geçemeyeceğim. Klişe yıkanlar neydi peki derseniz; öyle hiçbir dizide göremeyeceğiniz bir Kim Sun Ah’ı izleme fırsatınız oluyor. Kore dizilerinin genelinde kızlar sonradan güzelleşirler. Bu hanım kız dizi için onlarca kilo almış ve son bölüme kadar güzelleşmesini beklediğiniz halde, maalesef olmuyor. İstisnai bir durum esas oğlanın ona bu şekilde aşık olmasıdır. Hyun Bin bu tabii dizi bittikten sonra bile Kim Sun Ah’ı unutamamış ve tanıdığı en güzel kadınlardan biri olduğunu söylermiş. Sahiden de öyle, aradaki yaş farkı da bir diğer istisnaydı. Daha tüyü bitmemiş Hyun Bin ile 30una gelmiş bir Sun Ah çok alışılmadık bir çift görüntüsü vermişlerdi. Bence dizi çoğu ayrıntısıyla hatta o istenmedik sonuyla dahi klişeleri paramparça ediyordu.
En Komik: "Protect The Boss"
Ji Sung! Ben böyle bir adamı niye bu kadar geç tanıdım bilmiyorum. Ya da o içindeki komedi cevherini bu diziyle keşfettiği için bu böyle oldu. Bir solukta izlediğim, istisnasız her bölümüyle beni doyuran bir diziydi. Hiç bitmesin istedim. Böyle bir kuzenim olsun istedim. İzlediklerim arasında en samimi, en eğlencelisiydi. Teker teker mimiklerinden öpüyorum Cha Ji Heon! :D
En Acıklı: "A Love To Kill"
Zamanında çok sadist olduğunu düşündüğüm insanların başında “Misa” ve “A Love To Kill”e hayat veren senaristler vardır demiştim. Sonra ufak bir araştırmadan sonra iki dizinin senaristinin aynı kişi olduğunu öğrendim. Zaten dramın dozuna bakılınca benzerlikler gözden kaçmıyordu. Kore dizilerinin özelliği ağır dram barındırmasıdır. Ama bu dizi beni yerden yere fırlatmıştı resmen. Bittiğinde üstümden kamyon geçmiş gibi hissetmiştim. İlk dizimdir. Herkese göre mutsuz, ama bana göre çok mutlu bir sondu. Diziden çıkardığım en büyük ders ise “Rain ağlarsa hepimiz ağlarız” olmuştur.
En Yakışıklısı Bol: "Sungkyunkwan Scandal"
“Şu Park Min Young ne şanslı kız, kesin önceki hayatında bir ülkeyi kurtarmış olmalı” diyerek ödülüme onlara özgü bir giriş yapmak istiyorum. Park Yoochun, Yoo Ah In, Song Joong Ki. Daha ne olmalıydı zaten? Bu kategorinin ikincisi de şüphesiz sadece Lee Min Ho ile ipi göğüsleyecek olan Boys Over Flowers. Ama ben SK’a torpil geçtim. Çünkü Joong Ki’nin o sevimlilikle en az iki yakışıklı yerine geçtiğini düşünüyorum.
En Güzeli Bol: "Dream High"
You’re Beautiful deyip linç girişimini göze alacaktım fakat işin esprisi tabii Jang Geun Seuk ve Lee Hong Ki kız gibi güzel olmalarının yanında taş gibi de erkekler. Ehm öhm, bence en güzeli bol dizi şu an Kore’yi kasıp kavuran IU, Suzy ve hemen arkalarından koşarak onlara yetişen Eunjung’un oynadığı Dream High’dı. Hepsi de birbirinden afet. Gelecekleri parlak. Yoo, hayır ne kıskanacağım ...
En Klasik: "You’re Beautiful"
İşte bu ismi burada söylersem hedefi tutturmuş olurum. Çünkü çok klişeydi çook. Gün geçmiyor ki Park Shin Hye’ye aşık birkaç erkek dizi çevirmesin. Nasıl başladıysa öyle bitti. Müzikleri güzeldi. Yonghwa’nın masumluğu ve Hong Ki’nin şebekliği sayesinde izledim. Ama niyeyse iki kere izlemiştim. Tamam, kabul güzel diziydi ama hikaye tam bir klasikti işte o da bir gerçek. Erkek kılığına giren kızların konu edildiği diziler arasında Coffee Prince gönüllerin birincisi olmaya devam ediyor.
En Değişik: "49 Days"
Secret Garden’ı bitirdikten sonra forumlarda dolanıyordum. Herkesin imzası, avatarı bu diziyle doluydu. Neredeyse Secret Garden’dan çok sevilmeye başlanması beni biraz kızdırmıştı. Birkaç ay süren bir önyargı eşliğinde izlemeyi erteledim. Sonra izledim ve beni her bölümüyle ne kadar etkilediğini fark ettim. Henüz benzeri gelmedi. Aile bağları olsun, arkadaşlık ilişkileri olsun kesinlikle izlenilip ders alınması gereken bir dizi. Senaristi ve yönetmeni bize hazırladıkları o şok edici sondan dolayı da ayrıca kutluyorum.
En Felsefik: "Sungkyunkwan Scandal"
Belki de tarihi dizilerinin geneli budur. Ama bu dizide ısrarla verilmeye çalışılan bir mesaj vardı. İyi bir devlet yönetimi, hak-adalet-eşitlik üçlüsünün kazanılması vs. Kızıl Elçi başlı başına bir felsefeydi zaten. Günümüz Kore halkının özümsemesi gereken daha çok şey vardı, tabii biz de bundan nasibimizi aldık.
En Umut Verici / Gaza Getirici: "49 Days"
Şimdi bu dizinin neresi umut vericiydi dediğinizi duyar gibiyim. Ama bana göre kulağa küpe birçok durum vardı. Tıpkı Song Yi Kyung’a olanlar gibi. Bir kapı kapansa da binlercesi açılabilir. Hayatımızın en talihsiz döneminde, etrafımızda kimse yokken (böyle mistik bir şekilde olmasa da) yaşadığımız tesadüfler bizi en kıymetlilerin yanına sürükleyecektir. Çok kaderci bir insan olarak her şeyin bir sebebi olduğunu düşünüyorum. Ji Hyun ölürken yaşadığı onca şeye rağmen içinde hiçbir pişmanlık olmadan veda etti. Öldükten sonra bize böyle bir şans verilmeyecek belki; ama yaşarken değiştirmemiz gerekenler bizim elimizde.
En Tatlı Çift: "Jeo Jin Ho (Lee Min Ho) - Park Gae In (Son Ye Jin)" / Personal Taste
Dizi gereği şapşal görüntüsüne rağmen Kore’nin en güzel kadınlarından biri olan Son Ye Jin rolünün hakkını fazlasıyla vermişti. Jin Ho’nun eşcinselim yalanıyla girerek Gae In’e ev arkadaşı olduğu yer, yani Sang Go Jae, bu ikilinin ultra komik ama bir o kadar da romantik dakikalarına ev sahipliği yapmıştı. Her zaman bir Sang Go Jae rüyam vardır. Orada yaşamayı çok isterim. Ama Min Ho kadar kusursuz ya da Gae In kadar sevimli bir ev arkadaşım olmalı tabii J İkisini yaş farkına rağmen aşırı yakıştırıyorum. İzleyenler de eminim benimle aynı fikirdedir :)
En Tatlı 1. Erkek: "Kim Joo Won (Hyun Bin) / Secret Garden"
Beni tanıyanlar bu kategoriye pek yorum bırakmasam da ne demek istediğimi anlayacaklardır. Her eve bir Joo Won, her yuvaya böyle bir koca, her ocağa böyle bir baba lazım diyerek bitirmek istiyorum. Bir cemiyet liderinin tanımı da ancak böyle olabilir.
En Tatlı 1.Kız: "Gumiho (Shin Min Ah) / My Girlfriend Is A Gumiho"
“Nomu nomu nomu nomu joo-ah” diyip şirince göz kırpması bir yana dursun zaten hanım kızımız afetlerin afeti Shin Min Ah olunca pek fazla söze gerek kalmıyor. Tanrı çok adaletsiz ama ödülünü vermeden gönderemezdim. Gumiho gördüğüm en tatlı karakterlerden biriydi. Güzelliğine rağmen boş bir oyuncu olmadığını da belirtmek isterim.
En Tatlı 2.Erkek: "Cha Mu Won (Kim Jaejoong) / Protect The Boss"
No Eun Seol gidip niye Muwon’u seçmedi? Ji Heon gibi bir patronun olduğu yerde bu çok saçma olurdu da ondan! Ama tüm o soğuk görüntüsüne rağmen genç kızların ideal erkek arkadaş niteliklerine birebir uyan bu beyefendi en tatlı ikinci erkek olmayı sonuna kadar hak etti. Bisikletle çıkılan randevuyu hatırlayın derim. Emr-i vaki götürülen yemekler, kendisine sarılan kuzenini “sen deli misin” diye iteklemesi. Çok güzel diziydi çok. Sen de tadından yenmiyordun Jaejoong :D
En Tatlı 2.Kız: "Ha Chae Kyung (Lee Min Jung) / Boys Over Flowers"
Anti Geum Jan Di topluluğunun 2 yılı aşkın süredir güzide üyelerinden biri olan ben, bu ödülü sevimli eonnimiz Chae Kyung’a vermekten şeref duyarım efendim. Bir ara Jan Di’nin çektiklerini umursamayarak Jun Pyo’nun bu ablaya yar olmasını bile istemiştim. Kendisi çok tatlıdır, fedakardır, açık sözlüdür. Umarım şu an “hiç değilse bunlar benim olsun” dediği ayakkabılarıyla mutlu mesut yaşıyordur. Bizi şoka sokan bir kararla dizideki kısa ziyaretine son vermişti. Yine de unutamadık kendisini kutluyoruz, bizde bıraktığı bu etkiden dolayı.
En Güzel Kostümler: "Heartstrings"
Kostüm deyince set kıyafetleri kast ediliyor sanırım, zira tarihi diziler dışında öyle ahım şahım bir kostüm göremedim ben Kore dizilerinde. Moda dizilerini dışarıda tutuyorum tabii henüz izlemediğim için. Bana göre Heartstrings sponsor kıyafet işini güzel halletmiş. Tam bir yaz dizisiydi zaten ve cıvıl cıvıl kostümler eşliğinde izledik. Özellikle Shin Hye cadısının uzun etekleriyle kombinlediği salaş üstlerine bayılmıştım. Her bölüm iki kez değiştirdiği güzel çantalar da cabası. Ayrıca balerin hocamız pek şık giyinirdi. Yong Hwa’ya yapacak yorum bulamıyorum. O her haliyle mükemmel bir şahsiyet.
En Güzel Müzikler: "Coffee Prince"
Hiyyaaa! İşte beklediğim kategori! Hayatımın bir evresinde Coffee Prince OST diye haykırmak istiyordum. Kısmet bugüneymiş. Bu seçimlerdeki kasıt neydi bilmiyorum; ama bildiğim tek bir şey var o da soundtrack olayını baştan aşağı kusursuz hazırlamış nadir dizilerdendir bu dizi. Her bölümün şarkı seçimleri beni benden alıyordu. Düzenli bir liste çıksın da hepsini indireyim diye yıllarca bekledim. Son iki senedir deli gibi sardığım bir soundtrack Coffee Prince. Dinlemediyseniz, hemen koşun bence.
En Gerçekçi: "Scent Of A Woman"
Bu kategoride hiç zorlanmadım çünkü tesadüfe yer vermeyen bir konusu vardı SOAW’ın. Bu zalim hastalık hepimizin başına gelebilir günün birinde. Eğer yaşamımızı Yeon Jae gibi boşa geçirmişsek kalan son 2 ayımızı bir ömürmüş gibi yaşamak isteyebiliriz. Yıllar önce izlediğim “My Life Without Me” adlı filmde de bu dizidekine benzer bir liste olayı vardı. Bu çok büyük bir cesaret işi elbette. Ölüm korkusunu yenip soğuk kanlılıkla kalan ömrüne değer biçmek. Çok acıklı ama bir o kadar da gerçek bir diziydi.
En Masalsı: "Secret Garden"
Kore dizilerindeki tesadüf imgesini fantastik bir kurguya dönüştüren Secret Garden senaristleri bizi 20 bölümlük bir masala çok güzel adapte ettiler. Ruhlarını değiştirmeleri çoğu bölümde bizi eğlendirse de yeri geldiğinde hıçkırarak ağlattı. Rüyalar gerçekle karıştı, gerçek neydi neredeyse onu bile unutuyorduk. Ama tek kelimeyle harikaydı. Secret Garden modern zamanların en güzel masalıydı bence.
En Başarılı Diziler Top 5:
Secret Garden
49 Days
Tree With Deep Roots
Boys Over Flowers
Coffee Prince
En Keyifli Diziler Top 5:
Protect The Boss
My Name Is Kim Sam Soon
My Girl
The Greatest Love
Flower Boy Ramyun Shop
********
1 yorum:
Kategoriler için teşekkürler. Açıkçası dizilerin hepsini izlemedim ancak çoğunu izlemişim ve izlediklerim içinden senin kategorilerde anlattıkların gerçekten çok uyumlu diyebilirim. Güzel sınıflandırmışsın. :) Özellikle Il Woo'nun birçok kategoride olmasına çok sevindim. =D Sadece katılmadığın tek bir şey oldu, o da Personal Taste'in en tatlı çift olduğu. Ben nedense o diziyi çok sevemedim. Yani izledim sonuna kadar ama böyle çok buyuk zevk alarak değil. Tabi bu benim fikrim. Genel değil. :) Teşekkürler tekrar. :)
Post a Comment