-Bundan tam 21 ay önce-
7 Mart 2011
Herkesin beklediği uzun yeşil
parkalı adam cam bir kapıdan dışarı çıktı. Tüm naifliğiyle
gözleri dolmuş karşısındaki kalabalığa bakıyordu. Kendini olabildiğince dik
tutmaya çalıştı. Ağlamamak için zorlandığı her halinden belliydi. Gamzeleri
iyice çukurlaşmış, ağzı kısılıp kalmıştı. Şapkasını çıkardı, çıkardığında olan
oldu. Herkes gibi o da gözyaşlarına boğuldu. Birkaç cümle kurdu ve duygularını
ifade etmeye çalıştı. Onu tanıyanlar her zaman ne kadar sağlam bir duruşu
olduğunu bilirlerdi. Kibar mizacına yakışanı yapmak istedi; belki de
karşısındaki kalabalığa olan mahçupluğu onu bunu yapmaya mecbur kıldı. Dizleri
üzerine çöktüğünde kalabalıktan çığlık koptu. Saygıyla eğildi, selam verdi ve arkasını dönüp gitti.
Ardından o an geldi. Uzun toprak bir yolda birlikten diğer arkadaşlarıyla beraber el ele tutuşarak kalabalıktan uzaklaştı. O uzaklaştıkça bu üzücü durum daha da gerçek olmaya başladı.
21 ay boyunca onun hakkında sayılı makale yayınlandı. Hakkındaki görsel bilgiler yüzü soğuktan kızarmış, tamamen düşündüğümüzden farklı bir adamla karşı karşıya bırakıyordu bizi. Ayrıca kaya gibi sert bir ifade vardı yüzünde. En son birkaç gün önce beyaz üniformasının içinde gördüğümüz adam eskiden tanıdığımız o muhteşem adama benziyordu. Gerçekten zor günler yaşamış olmalıydı ki sona yaklaştıkça daha da mutlu oluyordu.
Şu an siz bu
yazıyı okurken Kore Cumhuriyeti Deniz Birliği’nin önünde yine aynı kalabalık var.
Hepsi o muhteşem adama “hoşgeldin” demek için bekliyorlar. Aktör Hyun Bin, 21 ay süren
zorlu askerlik görevini tamamlayıp aramıza dönüyor. Hoşgeldin Binnie, çok uzun zaman oldu. En kısa zamanda aramıza eskisinden daha muhteşem bir şekilde dönmen dileğiyle, seni çook özledik! :)
Not: Bu yazıyı yalnızca beni tanıyanlar ve ona olan zaafımı bilenler için yazdım. Ona olan zaafımı ağzına dolayıp orada burada bloglar aracılığıyla gerzekçe ifadeler kullananlar için yazmadım. Evet, kuyruklar acımış ve bu acılar bitmemiş olabilir. Ama en azından birine hakaret etmek için onu tanımak gerekir. Yazık.